Dellapasqua
Dellapasqua Tekne Tersanesi Geçmişi
Giancarlo Dellapasqua’nın gemi inşa etmeye başlamasının üzerinden neredeyse 60 yıl geçti. Tutkusu hızla gerçek bir işe dönüştü. Bellaria’daki (Rimini) Lugaresi tersanesinde çırak olarak işe başladı ve sadece 3 yıl sonra gemi yapımcısı olarak sınavı kazandı. Bu unvan sayesinde 150 tona kadar olan tekneleri tescil ettirebildi. Bu prestijli unvanla Savignano sul Rubicone’deki mütevazı tekne tersanesi için küçük bir tesis kurdu; daha sonra tersanenin merkez ofisini Marina di Ravenna’ya taşıdı.
1960 yılında Giancarlo DC markasını kurdu. O yıl birlikte 17 tekne inşa ettiler ve gövdeleri Romagna sınırlarını aştı, İtalya’nın her yerine teslim edildi. İlk DC modelleri düz bir tabanla donatılmıştı; ancak Dellapasqua daha sonra tüm yeni gövdeleri için derin V şeklindeki dibi benimsemeyi seçti.
Aynı dönemde, “6 ore di Milano” gibi motorlu tekne yarışlarına katılmaya başladılar; “Maratona dell’Adriatico”; “Pavia-Venezia”; “Centomiglia del Lario” gibi yarışlarda önemli başarılar elde ettiler. Bu deneyimler, ilk DC 4 ve DC 5 teknelerinin ortaya çıkmasını sağladı.
Ocak 1970’te tersane, Marina di Ravenna’daki Via del Marchesato 11’de bulunan mevcut merkez ofisine taşındı. Tersane çeşitli boylarda kabinli kruvazörlerin tasarım ve üretimini yapmakta ve bir dizi hizmet sağlamaktadır.
1990 yılında prestijli DC markası yalnızca, oğullarıyla birlikte tersane yönetimini sürdüren Dellapasqua’ya kaldı. İlk doğan Mirco, tersanede fiberglas bölümünün genel ve teknik müdürü olarak görev yaptı. İkinci oğlu Patrizia, yönetimde ve mali konularda önemli bir rol oynuyor. En küçükleri Serenella da aile şirketinde çalışmaya karar verdi.
2017 yılından itibaren tersanenin yönetim ekibine üçüncü kuşak katıldı; Alessandro, gemi mühendisliği alanında uzmanlaşmış ve hem projelerde hem de işin ticari tarafında uzmanlaşmıştır.
Dellapasqua’nın tekneleri, müşteriye uyacak şekilde inşa edilir, bu nedenle hiçbir model birbirine benzemez. Tersanenin güçlü yönleri, profesyonel yaklaşımı ve güvenilirliğinden gelir. Bu, zamanla değer kazanan ikinci el tekneler için de geçerlidir.
